10.10.2011




*

sabahın kör saatinde uyandım, yine de ne giymem gerektiği konusunda hiçbir şey bulamadım. Alakasız ve rengarengim şu an. Esasen yağmur ormanlarındaki papağanlar gibiyim. Hava üşüdü, ben üşüdüm, ayaklarım zaten hep üşümüşlerdi, burnum ise ne yaptığından kendisinin bile haberi yok, bağımsız burun cumhuriyetini ilan etti, kendi kendine takılıyor. Cumartesi günü yaşadığımız hızma krizinden sonra ayrı bir cumhuriyet olmasına şaşmıyorum. 

dün akşam neredeyse bir tencere tarhana çorbası içtim, o kadar sıcak ve o kadar tanıdık ki tarhana çorbası, gerçi üşüdüğümden içtim başka manalar yüklemeye gerek yok, hava da yağışlı, mevsimlerden de sonbahar, melankoli kıvamını tarhanadan tutturmak istemiyorum. Daha geçerli sebeplerim de olabilir. 

Sabah akşam Ane Brun dinleyip, sesinin bu mevsime ne kadar yakıştığını esasen mevsim de ayırmadığını tekrarlıyoruz. Bu yazımda insanlardan dem vurmak istemiyorum, insansız geçirdiğim Pazar gününün bünyeme ne kadar iyi geldiğinin tarifi mümkün değil. Temizlik yapmayı, terapi niyetine ruhuna yediren kaç kadın var ise aralarına beni de alın. 

Şimdi işteyim, tahammülümün iyice azaldığını hissediyorum. Dün izlediğim filmde bir kadın, bir kadına soruyordu; "Seni mutlu eden bir şeyden bahseder misin?" kadın öylece durdu ve bilmiyorum, hatırlamıyorum dedi. Sonra bende düşündüm elbet lakin her mutlu olduğum şeyin sonunda bir bokluk vardı, o yüzden düşünmeye de pek gerek yoktu, o yüzden bilemedim, sonra bir kaç bir şey buldum, sırf bulabilmek için belki de....  Ama tekrar düşündüğümde aynı şeyleri hissedememek... neyse işte.

Önceden buraya musuki eklerdim, neyi nasıl yapardım hep unutmuşum. Hatırladığımda paylaşmak istediğim musukiler var. Öperims.


.


1 yorum:

canephora dedi ki...

murnunu yırım herşey yanyana olduğumuzdakı gıbı keyıflı olsun mu...olsun ...amın(=