21.05.2011




*

işten geç çıkıyorum, geç de olsa yürüyorum, yürüdükçe koşmak istiyorum. Kulağımda tınılar var, yoruldukça hiçbir şey duymuyorum. Annemi üzdüm sanırım, üzülmesini istememiştim lakin ben de üzülüyordum sadece olması gerektiği gibi değildi sözlerim, sesimin tonu, kırıcı olan buydu biliyorum. 

Nasıl kötü bir sorumluluktur anne üzmek...

Süte banılmış bisküvi gibi kokmak istiyorum. Göksu gelsin bütün geceler gülelim. Salih işlerini hemen halletsin, İstanbul a taşınayım. Aklımdaki fotoğrafı çekebileyim. Kır çiçekleri başıma taç olsun. Sağlıklı besleneyim. Daha da çok spor yapayım. Bütün dillerde konuşabileyim. Şarkı söylemeyi ya da enstrüman çalmayı ne çok isterdim diye sordum kendime, sanırım çok istermişim de, bunu kendime hiç söylememişim, enstrüman hiç yakıştıramamıştım belki de kendime, bilmiyorum ki. Bütün güzel sözleri aynı cümle içerisinde kullanmak istiyorum. İşler daha da artmadan azıcık yüzebilirsem, ne güzel olmaz mıydı? 

Kelebekli küpelerim çok güzel, iş yerinde kot giymenin müthiş hafifliğini bu yıl yaşamaktan utanıyorum. Kot giyebildiğimizde her şey güzelleşiyor, otel müdürü olmak istemiyorum, ağır ablalar ağır elbiseler giyer, ben uçmak istiyorum. 

Erdem le ördek vampir olacağız, sonra vampirliğe terfi edeceğiz, o lağımlarda fare kanı içecek, ben şatolarda aristokrat vampir olacağım. Kan kusup, kızılcık şerbeti içtik diyeceğiz. Demesek de olur, biz vampiriz değil mi?


Şimdi otelde sünnet düğünü var, ben az sonra yürüyüş yapmaya çıkacağım, iğdeler mis gibi kokuyor anlatamam, kokuyu hissettiğimde adım atmak istemiyorum, o kadar cezbedici ki...

Her şeylerin daha da güzel olacağı zamanlar olacak ama bu insanlıkla mümkün görünmüyor. 


.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

o Evet, muhtemelen bu yuzden