20.04.2011



*

fonda yine bilmek istemediğim bir şarkı çalıyordu, seninle, ben el ele yürüyemediğimiz sahilde, saatlerdir, bir bokta yapmıyorduk, esasen bunlar hiç olmuyordu da, ben oluyormuşcasına meltem havasından nemlenmiş idim.

Göksu'yu ne de çok özlemiştim, burnumda göksum tüterken, fonda yalnızlık senfonisi çalıyordu, bir keresinde İlknur'u eve bırakırken ne çok Sertab Erener dinlediğimiz aklıma geldi, esasen eski dönemlerde ne çok dinlediğimizi konuşmamız aklıma gelmişti, İlknur gitti ben hala LâL.Onu da çok özledim.

Bugünler, kişilerin riyakar bakışları altında, tuhaf duygu bodozlamalarıyla geçiyor olabilirdi, bahardan bozma Nisan ayı kıçımı dondururken, ne düşünecek şeylerim, ne takılacak insani davranışlar, ne de pek çoğu var...Açıkcası geçiyor işte bir şekilde, ne yormaya gerek var, ne de çok fazla büyütmeye, her şey olması gerektiği gibi oluyor zaten, benim vereceğim tepkiler ne olmasını ne de olmamasını etkiliyor, o yüzden bunca şey sefil bir çabaya dönüşsün istemediğimden, esintiye bırakıyorum her yanımı, ve uçuyoruz.

KIzdığım çok fazla şey oluyor, sonraları kızmamayı da öğreniyorum, hiç alınmıyorum, siz bildiğiniz gibi yaşayın, ben bildiğim gibi, değil mi canım?



.

Hiç yorum yok: