24.12.2009




*

Kış mevsiminin en sevdiğim yanı, yıkanacak çok fazla çamaşırın çıkmaması, en sevmediğim yanı çamaşırların zor kuruması, bi renkliler, bi az renkliler bi de ne olduğunu anlayamadığım renkten bozmalar...

Çok yorgunum, yıl sonları beni yoruyor sanırım, koca bir yılın saçma ağırlığı gibi tuhaf kelimelerle süslediğim bu kalbimden temiz bilog sayfamı, kirlettiğim için üzgünüm de bilogum, bunun  tamamen işle ilgisi var, çok yoğun ya, yapay resiflerle, balıklar için oluşturulmaya çalışılan yaşam alanlarıyla ilgili bir toplantıya ağ atılmış da, ben de o ağın içinde kaybolmuş gibiyim.

Hani deniz çekilir, yosun, pet şişe ne varsa kıyıya serpilir ya, öyle bir hal anlayacağın. Temizliği soğutucu ve yorucu... Ne kitap okuyabildim, ne de film izleyebildim, bol bol musuki, ah tanrım o da olmasa, nasıl nimetleneceğiz tüm o faydalarından....

Yarının da iş gününe dahil edildiğine inanamayan bir bünyeye sahibim şu an, uzaya uzaya kıvrıldığım yatağımdan çıkmak istememekle birlikte, pek çok mırıltılar kapımı aşındırmakta oysa ne çare sabah iş başı, akşam iş kıçı, pupa yelken, alabora...

Bu zamanlarda Beirut ve Blonde Redhead en sevilesi şeyler oluyor, sarmalıyor, bırakmıyor.

Uykum var.
Sana da iyi geceler.

Hiç yorum yok: