14.12.2008

140





Bütün gece ne yaptığımı düşünüyorum, bütün gece odamla uğraştım. O kadar anlamsız şeyler yaptım ki; kitaplığa girince, uzunca bir zaman oradan çıkamayacağımı bildiğim halde; bunu bilinçli bir tercihe dönüştürüp, saatlerce oyalandım, sabaha kadar da Sylvia’nın güncelerini okudum.




Annem uyandırdı, güzel bir kahvaltı ettik, zaten iştahım maşallah yerinde, kendisinden hiç taviz vermeyecek bir şekilde, Pazar sabahına yaraşır, mutlu bir kahvaltı ettik. “Şu turunç kabuğu reçeli miydi kuzucum, harika bir şeysin anne; sana daha önce bunu söylemiş miydim”




Bizimkisi yine açmış tartışma programını, ülkede yapılacak olan seçimlerin şaibesinden tutunda, millileştiremediğimiz haberleşme ve iletişim ağları komplolarına kadar pek çok şey konuşup, tartışıyorlar. O kadar anlamsız ki tartışsan ne olur salak efendiler, tartıştın da, ne oldu bunca zaman, patronunun arası hükümetle bozulunca, tartışırsın; sonra da saçma sapan ah eder vah ederiz. Bizim milletimize her şey müstahak, bu kadar beceriksiz ve aynı zamanda küçük uyanıklıklarla ceplerini dolduran başka bir hükümet yaşadık mı? Mutlaka yaşamışızdır da, bunlar aptallıklarından o kadar su üzerinde yapıyorlar ki artık, gözümüzde; çalmayı , çırpmayı bile meşrulaştırdılar. Bizler de koyun; anasını satayım yahu, zaten bu millet kendini satmış, ak partinin kara tarihine gömülmüş, yok kömür veriyormuş, yok alış veriş bileti dağıtıyormuş, yok bilmem neymiş, ulan! Kömür dağıtacağına, insanını rahat koşullarda evinde kendi kazancıyla ısınabileceği bir feraha ulaştırsana! Öbür salak partide çarşafa dolanmış, dolansın! Müstahak ülkenin sözde solcularına! Neyse ya! Bu ülkede insan ya da birey olmak çok zor. Bireyselleşemediğin sürece de diğerlerinden farkın kalmıyor.




Sonra düşünüyorum; düşündükçe yabancılaşıyorum yahut uzaklaşıyorum. Aynı kelimeyi art arda tekrarladığında yabancılaştığın hatta komikleştirdiğim gibi. Anlamı yitiyor, manasızlaşıyor nazarımda. Sonra ufak şeylerden bahsediyorum misal, böylelikle genelden kopuyor gibi oluyorum, ufak şeyler hayatıma daha büyük anlamlar katıyor. Küçücük şeyler… Misal; papatya, sabah kahvaltısı, demin buharı, gülücük… Ne güzel şeyler nan bunlar işte, diyorum.




Puf.





Hiç yorum yok: