2.12.2008

127



*
ihi.

Çok keyifliyim, lakin biliyorum ki uzun sürmeyecek, sancılı bir regl dönemi giriş bölümünde olma ihtimalim çok yüksek gibi, nerden baksan canım içlerindebir yerlerde şekerlemelerle buluşmak istiyor; ve ben bunları düşünürken; Banum talktan içeri giriyor, Asuam diyor; dün bir ayva tatlısı yaptım ki, sorma! Nasıl olacak o iş Banum, nasıl sormayacağım! Ha! Neyseki marmelatlı yapmamış, üşenmiş krem şantili yapmış, ben olsam hiç üşenmem(yalan) marmelatlı yapardım. Ama benim canım ondan önce, elmalı kurabiye istiyor, üzerinde pudra şekerleri olandan, annemin yaptıklarından, benim yaptıklarımın da anneminkilere benzediğinden, pudra şekerleri dökülmesin diye, çeşitli yeme açıları denediğim o yüce tattan bir yudum. Ühüüü.


Neyse geçiyoruz, lakin kışın tatlı olabilen mayhoş meyveleriyle nayhoş bir regl dönemi için el açıyoruz yukarıya
Hamdolsun!

İhi.
Şükür.


Sonra Cihan arıyor, gülüyoruz; bak diyorum, bunları bir bir yazacağım biloguma. Sakın diyor. İhihi. Olsun, diyorum. Olmaz diyor, buraları uydurdum. Yazar mıyım hiç, cihan. İlk harf büyükle sonra peşi sıra küçük harfler kullanıyoruz bilog misal Cihan; bunun gibi şeyler işte.


odamı temizliyorum, derken zil çalıyor. Kimse yok, annemi dün bir kedi tırmalamış, sabah hastaneye aşıya gittik, arabamın vizesi geçti, muayeneye gittik, empüçümün şarj(z)ı -nasıl yazılıyo lan bu!- bitmiş ondan ettik, foto çektik, kardeşim gelecek heyecanlandık, yarın bundan yine yapacağız, unutturma bilog; kızarım bak, bir kaç tunik aldım, kalın siyah çorap giydim, belime de kemer doladım, ay şaane oldum, sonra iki M migrosa gittim, görmemem gereken ne kadar insan varsa gördüm, bir kaç üniversiteli coşkularının doruğundaydı, o dönemleri raflar arasında düşünürken, tırnak makası, cımbız ve törpüyü aynı üçlemenin içine sıkıştırmış kartonlu bir şey almışım, kasada fark ettim, iki tane de kepekli ekmek, sonra sabahları elma sirkesi içiyorum, şarap gibi lan, şaane bir şey bilog, sen de iç, iyi geliyor.



Çok uzun zaman önce bırakıp da asla olmaz deyip, yeniden olduktan sonra dört beş gündür olmadığını hissedip, sevindiğim bir şeyler oluyor. Ne dersen söylemeyeceğim. Dolunayı bekliyorum, şaane enstanteneli fotolar çekeceğim, göreceksin ve bana daha çok inanacaksın.

İhi; sana bunları yazarken, örümcek diye tabir ettiğimiz bir canlı, önümden geçiyor, durdu şimdi, yazıyorum, yeniden yürüyor, Annem görmesin, neyse ki geçti. canlıları seviyorum. Onlar da beni.


Hiç yorum yok: