21.10.2008

73



Calla’ya bayılıyordum, hani nicedir dinlememişim, şimdi Last efemin gözleri yerinden oynuyor, Yasemin ablamıza ait rekoru Calla yahut Jeff ağabeyimiz yıkacak gibi görünüyor, tabi ki Yasemin ablamızın güzel şarkı sözlerini de yabana atmadan, sevip, dinliyoruz.



Did you mean it?
Did you mean that, maybe
Are you swearing that if all this goes as planned
You'll believe them

Do you swear it?
Do you swear that, maybe
Do you swear on your safety?
Do you promise that if all this goes as planned
You'll believe them

And so you simply swore the days have been reborn
And all that came before, you don't need it
For better or for worse, your word is like a curse
I'm burning in denial, so just leave it

So just leave it
Did you mean it?

Will you promise that if all this goes as planned
You'll believe them
And so you simply swore the days that came before are better than reborn
Don't believe it

You're burning in denial
No way to reconcile
This better go as planned and I mean it!



Nakarat iki tekrar unutmadan dıdım dım dum lallalala, şimdi senim yanımda, şişede papaz karası, kollarında sımsıcak, tatlı bir mayhoşluk, fonda calla, nasıl damarlar alkole gel, gel der; ben öyle kaçarım. Deli miyim, neyim; tatlı bir çakırkeyiflik bendeki, sendeki yanlış şıkları çıkardık mı, dünyanın orta yerinde açarım iki yakaya kollarımı, gör bak salya sümük olur yeryüzü olmadı, gökyüzü, kahvenin içindeki kanyağın tatlığı da denebilir bu yakarışa; tatlı, tatlı kelime yinelemesi yapmadan yakarırım. Gerisi Geyikli İskelesinden elveda dünya.



Seviyorum düşleri, düşerken düşeşleşmeyi…



Şimdi Banu olsa, sıkıca bağlasak iplerimizi, el ele tutuşup atlasak göğün bağrına, sonra gökyüzünde yüzen kalamar sürüsüne yakalansak, derken duble kalamar tavalar, bir şişe içinde yeşeren üzümler, dıgıdık binsek göğün atlılarına, sonra sen göklerin efendisi, gülsen bize, desen ki komik düşçüler sizi; düşüreyim mi sizi? Korksak biz, çok korksak hem de; kaçarken martılar yetişse bize, bir kanatta Yeni Zelanda’nın dağlarında, kır çiçeği olsak, koparmasalar bizi, ansızın rüzgarlar esse, ansızın kocaman bulutlar, alıp götürse ne varsa, kalmasak geriye, silinsek büsbütün, ne olurdu ha! Sana diyorum, ne olurdu ki?



Hiç yorum yok: