13.10.2008

52




Aşağıdaki yazı elli birinci bölge yazısı olmuş gibi, hahah! Sayfayı açtığımda ne yazmışım gene diye bakmak da ayrı bir paragrafın konusu ama kısaca değinmek gerekirse, bilinçsizce yazabiliyorum. Esasen güzeli bu, neden bir kalem değil de, klavye tuşu orası anlamsız sadece.


Ne gerek var canım bunca şeye...


Pazartesi sabahı saati icat eden kişi ile münasebetsiz konuşmalar yaptım. Münasebetli konuşmalarımı güneş saatine ve kum saatine sakladım. Bir saatin ötemiyor olması kadar güzel bir şey yok. Dedi ki güneş saatini tanrı icat etti, insanlık buldu; tam olarak böyle demedi de; ben buna çevirdim. Ah! İnsanlık neden durduğun yerde durmayıp da şaklabanlıklar yaparsın sen?



Başım ağrıyor, omzumla başımın birleştiği ense kökü diye çağırdığımız yerde, tuhaf bir ağrı var. İş yerine de kanyak getirmeli bilog; şahane olmaz mı ya. Tekrar eden diyaloglarımızdan


Tire neapolyon?

Tire hiç kave kanyak

tire kanyaa fena sardın sen hee :)

tire heee çokzel yakıyooo



My fading voice sings of love,

But she cries to the clicking of time,
Of time
Wait in the fire...

lalalalaaaaaa heheaayyee hhaaooo hhaaa haaaaaa


negzel bişisin sen ceff, unutturma öldüğümde bulacağım seni * o *



And I feel them drown my name

So easy to know and forget with this kiss
But I'm not afraid to go but it goes so slow

Wait in the fire...

lalalalaaaaaa heheaayyee hhaaooo hhaaa haaaaaa


yazken uyuyamazsam terasa çıkardım, o serinlik iyi gelirdi. Şimdilerde eve hapis edildik, zamanlarca terasta oturup da yatak odalarına açılan diğer pencerelerden dangle, dangle off, sabah ayazları nasıl sallıyor adamı, izlediğim filmlerdeki diyalogları karıştırıyorum çok komik şeyler çıkıyor, insan işte sıkıldığında ne yapacağını bilemeyen zavallı bir mahlukat. Terasıma bu yaz sallanan bir sandalye alacağım, kedilerin de seveceği tarz minderlerden ve saatlerce sallanıp, düşüneceğim. Düşüneceğim, sallanacağım; sigara içip, dumanı üflemeyeceğim, jeff dinleyeceğim, terastan aşağıya tüküreceğim, mandalla parmaklarımı sıkıştıracağım, yetmediyse ip dolayıp, morarmasına güleceğim, açınca dolan kanla şenleneceğim. Yapacak çok şey var, Bedirhan'ın diğer romanlarını merak ediyorum, sıçtıysa içimdeki milletler de sıçtı demektir, çok anlam yükledik kendimizce biz ona.



Hiç yorum yok: