1.12.2010




*

ojemin bir katını gece sürdüğümü hatırladım, tırnaklarımı şimdi görüyorum, nevresimin izi üzerinde hatta çiçek deseni bile olmuş sanırım, puf bütün gün ellerim görünmesin diye yumruk yapıp dolaşacağım.

Hep bir sonrası için her şey sanki, bir öncesinin ağır yenilgisini düşünmeden, hatta hiç yaşanmamış gibi görüldüğünden sanırım bu kadar mallığım. nasıl güzel bir mallıktır bu anlatmak mümkün değil lakin bahsettiğim şeyler hep bir diğeri için de var, doğrusunu bilip de uygulayamadığın her şeyi bir diğerine akademisyen edasıyla anlatıp, ondan yapamadığını, yapmasını beklemek de, hatta yapamayacağını bildiğin halde yine de yapabilirsin bakışlarını gözlerime yerleştirip, bütün sorumluluğu onun üzerine atıp, sıyrılmak, yapamadığında da kendi yapamamışlıklarına da haklı bir yan aramak, vs. vs.

Sonrasındaysa, 
sabahın köründe işe gelip, patronun uzak, samimi edasıyla muhatap olmak ve içimi kemiren kurtların, diş gıcırtılarına tahammül etmeye çalışmak...

İş stresi tuhaf bir durum, yıpranma payları hesaplanırken, kamuda yönetici olarak görev yapan kişilerin sürekli maruz kaldıkları stresli iş ortamları hesap edilip, yıpranma payından bir parmak daha içeriye alıp, kıvırmak gerekli diye düşünüyorum.

Bir gün de bir şey olmasın hayatımızda, kişiler net bir şekilde düşündüklerini söylesin misal, hırsına yenik düştüğün oyunlara gebe olmasa stratejiler, bu kadar mı zor ulan, beşeri ilişkilerin makul olanı yüzüne konuşma da, arkasından ne dersen de...  

Neyse İlknur um geldi şimdi mantarlardan, kurtlardan, gereksiz insan diyaloglarından, bahçeden, evin penceresinden, şanslı çocukluğumuzdan bahsettik... Her şeyin yanında, hayatın sana hiç aldırış etmeden ilerlemesine uyuzum. 


.




2 yorum:

zey0zey dedi ki...

o yumruk yapıp dolaşmak sonra arada unutmak ve amaaaan allaaaaaam nası unturum diye kendine küfürler etmek nasıl bi şeydir çok iyi bilirim ojemi hep gece yatmadan önce sürüp sonra unutarak onunla yatağa giren biri olarak =)

Asuman Unsal dedi ki...

ziyanlık bizimkisi lakin komik işte :)(: