29.06.2010




*

günler "huf" diyerek geçiyor, biraz kapalı, gök gürültülü ve çok uykulu gibi, çok uykulu lakin hiç uyumuyormuşum gibi, tuhaf işte okuyucu, sen de insansın anlarsın insanın o tuhaf sıvı halinden. Annemin gelmesiyle evde ki meyve oranının artması bir oldu, çok mutluyuz, meyvasızlıktan ölüyormuşuz ki sağolsun annem pek çok mevsim meyvesiyle, bizleri hayata döndürdü. 

Ne düşüneceğimi bilmiyorum, üzüldüğüm şeyler var lakin günler geçtikçe onlar da geçiyor hatta bakıyorum da eskiden yaşadığım anlamsızlıkların hepsi ( gerçi şimdi anlamsız diyebiliyorum ) gelip, geçiyor; zihnimde bile tutmuyorum artık olanları, umursamıyorum hatta, sanırım aciz insanlara olan bakış açım tuhaf yersiz, yer yer de görgüsüz. 

Heyecanlanmama sebep olabilecek olaylar silsilesini bekler gibiyim, tuhaf bir merak içerisinde bulunabilir ya da  hiçbir şey olmamış gibi davranmanın sınırını zorluyorum, yediği yemeğin tadının halen daha damağında olmasını üzerime alınabilirim elbette lakin hiç alınmıyormuş gibi yapmak en sevdiğimiz tür davranışlar klasmanında bir numara, aklımı kurcalamıyor değil, cidden düşünürken buluyorum kendimi, yerebbi uyumam lazım.



Bu arada Damages gibi lanet bir diziye tutundum, cidden feci, ilk sezon nasıl bitti bilemezken, ikinci sezonun akıntısına kapılmışız gibi, bakalım.



.



Hiç yorum yok: