4.04.2010



*

Pazar gününe böyle güzel uyanmak mütyiş gibi bir şey bilogum, bundan bir kaç zaman sonra yaban lalesi toplamaya gideceğiz, ben de mütyiş, harikulade fotoğraflar çekme peşinde olacağım, sonrasındaysa bir çeşit kahvaltı gibi gereksinimler, ıvır zıvırlar, pek çok değişiklikler oluyor, insan şaşırmıyor değil,  bu kadar çabuk hatta bu kadar tuhaf bir şekilde gerçekleşebilen mucizelere lakin hep diyorum hayatın kendisi bir "mucizevişgenlik" zaten. 

Bir roman okumaya başladım, dönemin tasvirleri, içine gark olan o korku vs.. öyle bir bahsetmiş ki, bu anlatım insanı dehşete düşürecek cinsten, çok heyecanlandığımı söylemeliyim.

Geçen akşam The Imaginarium of Doctor Parnassus u izledim, sanki yıllardır bekliyorum, hatta beklemekten çok sıkılmışım gibi geliyordu lakin hiç öyle değilmiş, sadece Heath Leader ın cidden bu kadar erken öldüğü gerçeğine tuhaf oldum, Karga ile aynı nusubetten müzdariplik gibi... Filmi beğendim, zaten Terry Gilliam ın gösteri şöleninde mükemmel bir ziyafet çekeceğiniz aşikar da nebleyim işte başka bir tadı vardı, ablamızın ne kadar tutarsız bir çekiciliği vardı, bu tarz değişik karakteristik özelliklere sahip güzellikler karşısında insan şaşkınlıktan ölüyor yahu, kabul etmek gerekirse abartılı yerler de çok olabilir ama yönetmeni düşündüğümüzde bu azımsanacak bir durum değil... 

Bende nedense böyle oluyor, Terry Gilliam izledim ya, hemen ertesinde diğer filmlerini yine izlemek istiyorum, Tideland a baktım gece tekrar evet muhteşem bir görüntü, kostüm, tasvirleme lakin sıkabiliyor, hatta yeniden sıkıldım yalnız Jodelle Ferland adlı muhteşemus yaratık nasıl bir şeydir dedirtiyor tekrar, nasıl bir oyunculuktur o, üstelik iç dünya betimlemeleri ve  tripal bir enfeksiyonluk var filmde lakin küçük hatun nasıl almış götürmüş hatta aşmış huf kıskanılası bir yetenek cidden, sincap taklidi ise tekrar tekrar izlenebilir, görüntüleri çok kıskandım, fotoğraflarımda istediğim tüm renk skalası ve kostüm şahaneleri iç içeydi, uf, mütyiş.. 

Filmlerinini bazısı sıkıcı bile olsa benim gibi insanları arada nefes almak için bu tarz şölenlere davet ettiğinden ötürü Terry iciğime teşekkürü bir borç biliyoruz, iykiğ varsın... heheh.

Şimdi çıkıyorum, görüşürüz derken, bir musuki buldum, yalnız ilginç tarafı albümü de dinlemek çok keyifli, bir kaç şarkılık bir panayır havası estirmemişler, şa'ane*


.

Hiç yorum yok: