31.01.2010



*


Çok acıklı bir şarkı dinledim, ciğerim kopuyor gibi acıdım sanki ama acımaya niyetli olmadığımdan hemen geçti, dün cidden kötüydüm, sonra unutmak için pek çok boktan şey yaptım, gel gör ki neyin tortulaşıp, içimde yer ettiğini bilemedim, olmamasına karşın mı bir çaresizlik yoksa hakkın olmadığını düşündüğün bir hayata mı imreniyor olmam ayrı bir tuhaflıktı kaldı ki imrendiğim hayat içinde olmak istediğim hayat bile değilken ben sadece olanca bencilliğimle, tüm aidiyetliğin ve özel mülkiyetime alma hırsıma düştüğüm yenilgiden sağ salim çıktım derken, öğlen ki sesiyle acılarımı dindirdim, üzerine biraz zeytinyağ ve kekik döküp bandırarak yedim sonrasında kendimi bulduğum yer onun dudaklarıydı ve hasretle öpüşüyor olmamızı hangi film karesine yakıştırırsan emanet durmayacaktı o kadar içten, o kadar hasretli ve o kadar bizdi ki, sanırım bunun yoksunluğundan acıyor içim diye düşündüm, çünkü şimdiki zaman diliminden bildirirsem, mutluyum, onun inatçı gözleri ne kadar da bokunu balta kırdırmayacak bir gururla etrafını süzse de süzülürken ki ahenginde ben varım. 


İçim acımıştı lakin senin de söylemek isteyip de söylediklerinin yanında, benim de söylemek istemeyip de söylediğim pek çok şeyi düşünürsek, nereden başlarsak yemeye salaklığımıza doyarız bebeğim, gönderdiğin misafirlerini bile kıskandığımdan kendimden nefret ettiğimi itiraf eder, bana bu ilkel duyguları yaşattığın için senin gözlerinden hasretle öperim bebeğim. 

Bende seni seviyorum. 


.

Hiç yorum yok: