26.11.2009




*

Bugünlere has en iyi şeylerden biri fotoğraf çekip sonra bakmamak ve unutuyor gibi yapıp, bir mucize beklemek, bir güneş batışına neler yükleyebilirsen hahahah. İnsanın hayatta öğrenemeyeceği şeyler yoktur. Ve insan bu yetisiyle her boku öğrenebilir, kimi ne zaman ve nerede aramayacağın da bunların arasına sıkıştırılabildiğin gereksiz lakin pratik şeylerden biridir.


Hava bok gibi sıcak, bok kelimesini cümle içinde çok seviyoruz, kıçımızın içinde de kullanabiliyor olmamız tamamen terbiyesizlikten. Akşam travmalı ve sancılı bir gecenin içinde Six Feet Under izledik, Göksu oturduğu yerden hiç kalkmadı ben hiç oturamadım, bir akşam önce yapmış olduğumuz enteresan yolculuğumuza dair hiçbir şey konuşmamamız tamamen cool bayanlar olduğumuzu gösterse de, bunu kimsenin göremiyor olması kulluğumuzun tanrı katında ki tuhaf yansıması... nassıl bir cümle bitişi rab! çok klişe.


Tanrıyla konuşuyorum, çok film izlediğimi söylüyor, kitap okumayı da bırakmalıymışım, bunlardan kurtulabilirsem uçabilmeyi öğretebilirmiş, aramızdaki hizmet akdi sözleşmesinin sonuna geldiğimizi hatırlatıp, yoluma devam ediyorum, arkamdan sırıtıyorsun ve bunu görmediğimi sanıyorsun, ahmak!  sen her şeyi düzeltmek için varsın, yoksa ne işin var kafamın içinde, işini yapmalısın, zorlaştırmaya çalışmamalısın, sessiz harflerle kurduğum cümlelere megafon uzatabilmelisin misal, yanan ciğerlerime bir kova su ve ayakkabılarımın tabanına pamuklar yerleştirebilirsin...

Hiç yorum yok: