30.10.2009




suyu değiştirilmemiş, akvaryum canlısı olmanın yanında, topukları, kıçına pıt pıt vuran, yönetici olduğumu da unutmamam lazım, salak bir resepsiyonun organizasyonunda oradan, oraya savruldum, çok yoruldum lakin bugün, perişan.

Flash Forward ın alt yazısını bekliyorum arkadaşlar, bir an önce olgunlaşsa da bu plan ben de eyleme geçsem, sana diyorum uçurtma bayramları an itibariyle işin %40 ını tamamlamış olman, benim için bir hiç. Hıh.

Mutsuzum, mutsuzlanmak için mi çaba sarf ediyorum, sanmıyorum. Simple işte, mutsuzum. Mutsuz. Pek çok sebebi olabilir, önemli olna sebeplerden neyi tercih ettiğin, mutlu olabilmenin pek çok zırvası beni ilgilendirmiyor. İnsan nasıl mutlu olur Bienal, söyler misin cicim. Şu banka camı kıran arkadaşlar citi nin de camlarını indirdiler mi acaba, daha bugün kahpe kapitalist sisteme kredi borcumu ödedim.

Bu bilog aşırı şiddet içerebilir. Sakınınız. Anarşi güzel bir şeydir, tabi anarşi dendiğinde ilk akla gelenin ne olduğuıyla ilintili olmayanı, biraz farklılaşmalı insan, sistemler tehlikelidir, insan neden yönetilmeye ihtiyaç duyar, bunu hiç sorgular mı, neden ben bu kadar sorguluyorum, çünkü yanlış giden pek çok şey var ve bütün ideolojiler bir birinin içinde, termonolojiler karman çorman, sistem o kadar iyi işlemiş ki, kendi içinde bütün marjinallerini de kontrollü muhalif yapmış, sadece gazları çıksın demiş.  anarşiyi dışında tutuyorum, size diyorum, Pyotr Kropotkin okuyun, okutun; çocuklarınıza da okutun...

Havalar buz gibi oldu, bölük pörçük The Prestige izlemeye çalıştım. Tesla yı bir yaşıma kadar neden hiç öğrenemediğimi tekrar sorguladım, bazı zaman kendin aydınlanmalısın der bir çinli ata, cidden diyorum, Çin den ata ithal edilip, söz söyletmek gerekirse kendim çalıp, kendim söylemek istiyorum.

Murat Menteş in kitabı çıkacakmış, misal bu adamdan hiç hazzetmem, sadece Dublör ün Dilemması nı okuyunca, ne kadar çok kendini zorladığını hissetmiştim, başka yazamamasının nedeni de bu sanırım demiştim. Araya serpiştirilen ince göndermeler o kadar ucuzdu ki, yine de kurgusu için tebrik etmeliydim diye de gereksizce düşünmüştüm. 5 Kasımda yayınevlerini boylayacak kitabını merak etmemin tek nedeni de bu, nasıl yazmış, cidden merak ediyorum. Bu bilgi için de Aydın cığımıza çok teşekkür ediyoruz.

Şu muhteşem satırlarla günceme burada son verirken; sadece özledim demeyi o kadar çok isterdim ki, artık istemiyorum sanırım.

bazen keserdim, biçerdim
yakardım giderdim belli ki sorun bu!
hem de yanardım, dönerdim
gün olurdu sönerdim
sabit kalsam olur mu?

zaten yıprandım, yırtardım
gerekirse bağlardım ama hep geç olurdu!
şimdi duruldum
sana inanır dururdum
bir de seni başıma taç yapardım!

ben seni dinlemedim
sen beni anlamadın
cevapsız soruların
boynumda kolların, al senin olsun!
sen beni yenemedin
çünkü ben senle oynamadım!
kurnaz oyunların, çıkmaz bu yolların
al senin olsun!

çünkü güzeldin üzerdin
etrafta dönerdin, ama gitmen kolaydı
düşününce geçerdim, bir oh çekerdim
nasılsa tek kişilik bir oyun bu
zaten yıprandım, yırtardım
gerekirse bağlardım ama hep geç olurdu
sonra yorardım, sorardım ;
sorun ne?

benimde aklım var dolanan peşinde !
sen beni dinlemedin
ben seni anlamadım
cevapsız soruların
boynumda kolların, al senin olsun!
sen beni yenemedin
çünkü ben senle oynamadım!
kurnaz oyunların, çıkmaz bu yolların
al senin olsun!
dersin " bugün "
hergün aynı
dersin "bugün"
her gün aynı...


Yasemin aplamızı da ısırıyorum.

Hiç yorum yok: