27.11.2008

122


Yazarken, düşünürken içinden çıkamamak gibi; bazı cümleler konaklıyor, sonra puff! Savruluyor. Nasıl güzel bazen, bak negzel yağmur düşüyor gökten, gri, puslu, karanlık, kasvetini deliyor mu göğün nedir? Belki de aralanıyordur, su akmak için illa ki yolunu bulur değil mi bilog?



İnce sesli bir kadın, inceden, inceye işliyor gibi; ardından Nora Luca bir ağıt yakıyor, anlamasam da dilini, bazen dilini bilmek gerekmediğini bilmek yeterli oluyor. İçini kanatıyor.



Sonra yaşanmışlıklar, ne çok yaşanmışlık, hiç yaşamamışım gibi oluyor hepsi, gömülüyor içime bir yerlere, hiç yoklarmış gibi, sarılıyorum sana. Kurmadığın hayallerinin içinde kayboluyorum belki, belki de bilemiyorum şimdi.



Tek bildiğim, uyumak istiyorum, uyurken, unutmak; unuturken sığınmak bir saçak altına, yağmurdan kaçar gibi, bekler gibi dinmesini.



Seviyoruz seni, bizim olman da gerekmiyor sevebilmemiz için, bencilliğim de yok hani sadece seviyorum, güzelsin çünkü; kim sevmez ki bu güzelliği diyorum. Kimse cevap vermiyor. Kim versin ki; hep sevilen kuşatılmak istenir ya! Sınırını çizersin, kuşatırsın sevdiğini, ta ki yok edene kadar. Çizilince önemi kalmayan her şey gibi, sınırını çizmiyorum, kuşatmıyorum da, güzel olduğunu biliyorum ve seviyorum seni. Uzak, benden öte, bir o kadar yakın belki de yine de hep kendimce.



Seviyorum.



Şimdi gözleirm yatağıma yakın,

ben biraz daha sana,

şimdi yatıyorum.


İyi geceler bilog.


1 yorum:

anginapektoris dedi ki...

ortaya çıkarmada / yasatmada / var etmede / korumada / gucluk cektıgım "b/s/en" mi?