24.11.2008

119

erken yatacak gibi duruyorum, esnemeye başladım lakin önümde dünden kalma bir fincan duruyor, içi boş, dolu olsun istedim ama kim inecek aşağıya da alacak bir fincan dolusu kafe, neyse harfler bile yatık, yatsam mı ne; yarın Pazartesi gibi değil, her gün öyleymiş gibi burada, çokkitap okudum, sonra baktım, baktım; ne okudum hatırlayamadım. Seni okumuşum sanki, neyse şimdi aklıma geldi okuduklarım. Çok yorgunum, italik bir halim var, yürürken. Yana, yakıla, yıkıla.


Bu şarkılar hiç bitmiyor, sen hiç bitmiyorsun, mumu üflediğinde çıkan o kokudan içim kalktı, nebçim bir şey bu böyle. Tırnaklarım ben görmeden uzuyorlar sanki, bir bakıyorum upuzun olmuşlar. Sonra kısaltmak için makasını kullanmak hiç aklıma gelmiyor, yemek daha kolay gibi oluyor zira yiyorum da; sonra ne pisim lan diyorum kendimce. Yapıyorum bunu günlük, napabilirim ki. İpek aradı; beni kucaklamak istiyormuş, bugünlerde turkcell in beleş günleri komik geçiyor, susasdım diye arıyorlar, susuzluğumuz gidiyor. ben de İpeği kucaklamak istiyorum. Negzel arkadaşlarım var, bir kucak dolusu. İhi.


İyi geceler, bilog.
İyi geceler, Ziya.
İyi geceler, Asua.
Sana da.

Kalabalık bir çatı okuyucu, sana da iyi geceler.

Hiç yorum yok: