6.10.2008

42

.




Geçen gece Nick ile konuştum, “asua nasıl ağır basıyorsun, içimde bir yerlerde dedi”, şaşırdım tabi, beni yıllar öncesinde baltık denizinde kaderime terk etmemiş miydin be adam diyemedim tabi, nick abimizden bahsediyoruz (asua alttan al dedim), basarım nickim balık etli oluşumdandır, başka şeyler yüklemeyelim ne olur, zira geç oldu, yatmayı düşünüyorum, nolur uğraştırma beni dedim.


Ah bu evren dedi, ah bu gece şahidimdir ki dedi, (hahah ben bir gülmek o esnada, adam bana yazılıyor yahu, kovalanmaz da nick bu, ama kovalanmayacak diye de ooo ne gelirse nickten gelsin edası da olmamıştı bünyemizde hiç) ve sustu, diyemedi başka bir şey. Adam döver gibi söylerken, zira ben ve yanımdaki bir kaç kişi şaşırırken keyif alıyoruz.


Hahaha ne tuhaf bir geceydi, iyiki varsın nickim


Gerisi sükut u hayal der Metropolis.


Kendisini yağmurlardan sonra düşlere atan bir salyangoz edası gösteriyorum, umarsızca sürünüyor, sürünürken hayaller kuruyorum. Aynı zamanda sümüklü bir böceğim, zira hava soğudu ve üşüttüm. İnsanın kendine yakışanı giymesidir moda, ben de salyangozum işte, insanın kendine yakın hissettiği hayvandır orman, neyse.


Nerde kalmıştım, Pazartesi gününü sevmediğimde kalmıştık, günlerdir yazmıyorum, en son yazdıklarıma dair de pek çok fırça yedim hahaah. Ama nasıl güzel fırçalıyor, arada da kızmadım bak, hahah. Diyor da diyor. Neyse pazartesiye inat yaşasın hayat. Negzel fotolar çekiyorum bir bilsen, bilmesen de çokzeller. En güzellerini ben çekiyorum, en iyisilen ben öpüştüm, en iyi açı bende, en iyi teknik yardım, en iyi yaratıcılık mahsülleri bendeeee bana ne ki; onlar kıskansın bana ne, hahahah. Çok şımarığım ki engelleyemediğim bir dürtü sadece.


Bir narsistin günlüğünden...







Hiç yorum yok: