3.05.2012






*
öylece dursam, 
geçebilse ne varsa...  aklımı karıştırmak konusu ölümcül bir hastalığa dönüşüyor. Esasında nedir, ne değildir çok düşünmeden, duygularıma kapılmamla ilgili ne varsa, şimdi taşınıyorum mesela, o kadar tuhaf bir zamana denk geldi ki, annemin otoriterliğinin bile hiçbir faydası dokunamadı,  anlatacak şeylerin çok olduğu, izlenmiş filmlerin analizleri, hayata dair güzel cümlelerin kurulduğu kelimeler bütünü, tabi içimde salınan hormonların kimyasal bir silaha dönüşmeden daha faydalı nasıl kullanabilirim telaşı, izlediğim filmlerdeki karakterlere gülüp, sonrasında ki sessizliklerim, esasında yaşadığım onca içsel karmaşanın sebebi Woody Allen, evet tek sorumlusu o, artık bu W.Allen'ın sorunu oluyor, benim değil. 

Taşınmak kısmı keyifli olan, değişimlerin huzursuzluğu sadece, alışkanlıkların yitirilmesi gibi kavramların insan ruhunda bıraktığı kekremsi tatla açıklanabilir. 

 sonra pek çok klişe şeyler, insanlığın her defasında hizmetimize sunduğu çoğu toplumsal alışkanlığın dışında, istediğince var olma tutkusunun tuhaf sancıları adı altında toplayabiliriz geri kalanını, nasılsa kimsenin umurunda değil. 

ne bileyim işte muhteşem mucizeler yaşıyorum içerilerimde.


.


Hiç yorum yok: