26.09.2010



*


o kadar açtım ki, neyse ki geçti
kediler benden daha açtı sanırım, Nouvelle Vague dinlemek sahil esintisi değil mi sence de bilog, güneş yağı kokmayan mevsimlerden bahsediyoruz cicim.O kadar rasyonelim ki, Göksu hastalanınca yemişim rasyonalizmi dedim, nerdeyse her gün hüngür sümük ardından salyalar, öbek öbek. neyse ki geçiyor sanırım, atlatıyor, iyileşiyor, düzeliyor küçük böceğim.

hiçbir şey yapmak istemediğim dönemlerin çiçeği burnunda hallerini sergilemekteyim, iş çıkışlarını sever, ev yollarını gözler, sonrası yere paralel mallıkta geçer gider. 

Sabırsazlandığım şeyler olmuyor değil lakin her insan kendini bir süreliğine boş bırakmalı, evet bırakabilmeli yani, böyle bir hakkı hep içimizde saklıyoruz esasen, boş bırakmak istiyorum hatta boş bırakılmak, cevap anahtarında soru olmama gerek yok, sadece hayatta boş bırakılmak istiyorum. 

Endişeli bekelyişlerin yerini, pırıldayan güneşin ılık dokunuşları alıyor; çok sevdiğinizin iyi haberlerini çok yakında "turp gibi" deyimini pekiştirerek kullanılmış olarak alacaksınız; pek çok yollarınız var, hepsine gitmeye kalkışsanız paranız yetmeyebilir lakin boss dan istediğiniz zam girişiminizin dördüncüsü başarıyla sonuçlanabilir ama yıldızlar puslu biraz buraya sonra bakalım, fotoğraflarını o kadar çok satılacak ki bu salak işe ne ihtiyacım var canım deyip, güzel kadrajlarda hep birlikte günlere merhaba diyeceksiniz, biraz göze gelmiş olsanız da, gözden düşmediğinize duacı zamanlarınızı hatırlayınız, evet ben de resim yapabilmek istiyorum da olmayınca olmuyor asua, neyse bu hafta sizi güzel süprizler beklerken, bekletmemeniz gereken de pek çok şey eşiğinizde, kısa kısa yollara haftada dört kere gidip, gelecek, bol bol bereketleneceksiniz di mi zodyak ha ne dersin? istesen olur be....

tüm sevdiklerim, şimdilerde yerinizde sağ salim durun, aman daha birini atlatamadım, gözünüzü ısırırım. 


.

Hiç yorum yok: