15.09.2010





*


günlerdir nasıl uyuduğum, nasıl uyandığım hakkında en ufak bir fikrim yok... Uykunun üzerime çullanmasıyla, saatin sesini duymam bir oluyor. Geçen zaman o kadar kısa ki, aman yerebbi diyerek hazırlanıp, iş yollarına koyuluyorum. Ne dramatik oysa... 

Eşek zıpamın keyfinin yerinde olması beni de keyiflendiriyor. Onun harici, eğik gelen güneş ışınlarının gölgede üşütmesi, başka ne sorun olabilir ki... 

Yazmak istediğim neler var bilemiyorum, sanki ilk defa işe başlıyormuşum gibi bir ürkekliğim var işe karşı, bu heyecanımı yıllardır saklıyor olmam da takdir edilesi diy mi? Şu salak hurda raporu için gerekli envanter ve dökümleri hazırlayamadım, nasıl bir üşengeçlik, bunun için ilçeye gitmek, evrak bürokrasisi ile haşırlaşıp, neşirleşmek offf düşüncesi bile ziyanlık...


Çok uyanık insanlar var, hiç uyumasınlar zaten, biz de çok gülüyoruz kendilerine... hahah

Bu zamanlara denk gelen hiç bir plan, program yok, aklımda bazı şeyler var onları başarmak niyetindeyim gerisi mühimmiyatı içine kaçmış el bombası gibi, artık nerede patlarsa, bakacağız çaresine... 


bir alıntı ilen satrılarıma son verirken, aklımda ki tüm şeylerden bahsettim mi, bilemedim... neyse



"bildigimiz gibi, dünyanin en gelismis bilgisayarinin beyni, bir karincanin beyni kadar bile sofistike degildir. burada karinca yerine akrabalarimizin bir çogunu da örnek verebiliriz; ama neyse zaten onlara da aile dügünleri ve bazi özel durumlar disinda katlanmak zorunda degiliz."




.

Hiç yorum yok: