28.02.2010




.

ımmm
ne diyeyim bilogum, 

müthiş bir Pazar, hani anlatılabilecek türden olsa anlatayım lakin cümle arasına ne sıkıştırırsam, sıkıştırayım olmayacak, olamaz da zaten, ifadesi mümkün olmayan bir gün yaşamış olduğumuz için, yaşattırdığın için minnettarım sana.... 

o denli bizdi ki; yazık oldu, bugün bitmemeli gibi bir şey yaşanmıştı oysa, oysa az önceydi, kokun sinmişti rakının anasonuna, saçların karışmıştı parmak uçlarıma, az önceydi, bitmemeliydi dediğim günün efkarına boğulmuş gibiyim. Tutunabileceğim bir sen varmışsın gibi, nasıl ısıtıyor gülüşün içimi, nasıl benim her yanında, nasıl biz iz varlığımızla, boşluğumun içindeki tutamadığım, ellerimi boşlukta salladığım, dokunamadığımdın, şimdi varlığıma bürünüverdin, yüzyılların tüm aidiyetliği üzerimde yıllarca aynı aşka hasret yaşıyormuş gibiyim, yanında hissediyorum, tüm varlığımla, alıngan saf duruşumla, kitap reyonunda ki salak duruşumla, beni çevirdiğin bu aptalla ne yapacağım ya ünlem

sensiz yapacak pekbir şeyim yok gibi dururken, geçmeyen sarhoşluğun başımı döndürüyorken, bütün niyetlerim sen oluyorken, yüreğimde çıkardığın yangına bir tabela bulamamışken, bulutlar gibi ağlayıp, ağlayıp yine sana doymak isterken, ne fazlam ne de eksiğim her şeyimle seninken, kendimi, seni, zamanı,şartları suçlamayı bırakmışken, duran zamana inat, o kıyı kasabasının en naif yerinde sana açlığım ağzımdan akan sularımı silmeye bile denk düşmemişken, ben kendimi içerilerinde, bir yerlerinde buldum, çok mutuluyum.
Bir mutluluk nasıl anlatılır bilemediğimden, boşuna sefil bir çaba sarf ettiğimi bilsem de, kayıtlara geçirmek istediğim en güzelimdi...


Teşekkürü bir borç biliriz, yayında ve yapımda emeği geçen bizleri ısırıyoruz...Bir de bu güzel günü bize sunan hayata şükrediyoruz.

Minnettarız. saygılar.


.

Hiç yorum yok: