12.03.2009

173




Sabah yaptığım makyajdan eser kalmamış olması lakin hafif bir pırıltının halen daha yansımasını seviyorum sanırım. Geceden makyaj yapıp yatsam, sabah pırıl pırıl uyanabilir yahut maden işçisi gibi uyanabilirim, herkes prenses olarak uyanacak değil ya ancak maden işçisi gibi uyanırım; elim yüzüm kara, yastığım kara, her yer kara ihi.


Çok yoğunlaştı işler, canım iş yapmak istemiyor, tuhaf rüyalar gördüm, tübitak denen kurumun kapısına Darwin maskotlu anahtarlık yaptırıyordum, ne tuhaf değil mi? Yok, onların ki daha tuhaf bana ne...


Şu Derin Esmer şarkı söylemeye başladığında herkes sussun istiyorum, etraf kararsın, disko topu dönmeye başlasın, ben salınayım, mırıldanıyım, disko topundan yansıyan ışıklar saat yönünde dönerken ben aksine döneyim, sonra başım dösün, dünya dönsün, herkes aynı anda dönsün, uydumuz da buna dahil.


Mişka doğum yapıyordu dün, Banum u arayamadım; Cumartesi günü Özge nişanlanıyor, heyecanlanıyorum; hep güzel şeyler olsun istiyorum; düşünce gücümle her şeyi kontrol edebiliyorum, kimseye söyleme bilog aramızda sır.


Sonra öyle işte, şimdi toplantıya katılacağım, sabahtan beri hesap, kitap canım sıkılıyor, şimdi evde olsam ohh ne güzel yatardım. Slumdog Millionaire şiddetle tavsiye ediyorum, Oskar almasa daha güzel olacaktı bence, Oskar alan filmler için çok şa'ane fikirlerim oluşmuyor genelde, kıyıda köşede kalmış filmlere bakışları, sistemi sorgulayan filmlere karşı politikaları çok aşikar lakin bu film tam underground bence, izleyin efem... Hani her Hint filminde dans edilir ya, ki ben o kısımları hiç sevmem ama onu bile izledim. Her Hintli bir arada olduğunda dans eder, biz de halay çekeriz heralde... Nebleyim. Musikilerini inceleyecektim, unutturma bana bilog.


Öperim şekerim, toplantıdayım.



Hiç yorum yok: