15.10.2008

58




Dünya komik bir yer; kim kime ne yutturursa; daha geçen senelerde ülkeye birileri gelir, ekonomik notumuzu B+ dan B- ye düşürür, yok şundan tasarruf, bundan tasarruf; şimdi de kendileri sıfırın altına düşmüş ama yalan gibi duruyor sanki, ama bunca yalan için be kapital sistem bu kadar oyuna, düzene, adamsal tavırlara,siyah takım elbiseli adamlara, parmak ucu delik çoraplı adamlara, uçak biletlerine, basın karşısında soğuk konuşmalara, zamanlara, bilmemnelere ve daha hepsine, hepsine hahahha! Ne gerek var allasen.


Ofisimde oturuyorum, lobiden televizyonun sesi geliyor, televizyon izlememek daha da güzelleşiyor. Kapımı kapatıyorum, ses gidiyor, insanlar uzaklaşıyor, tuş sesine karışan mırıldanmalarım, sallantıya dönüşüyor, ay neler oluyor.


Hayat, senden ne kadar nefret ettiğimi ve kahrolası bu düzenin içinde solcu ağabeylerimizin de dediği gibi oportünist bir kaypaklıkla boğuşuyormuşum gibi görmemden kelli kendimi, sinirlerim uçuşuyor, zorunda kalmalar, zorun dalıklar, işçi çıkışları, mesaiyi kesmeler, gerdan büzmeler, lan ne haliniz varsa görün diyemiyorsun, ordularım ilk hedefim kredi kartlarımdan ve taksitlerimden kurtulmak, böyle köleleştim, şimdi çeksem gitsem mesela ulan, gelen borçları kim kapıda karşılayacak, ulan sana diyorum, kim ne yapacak, insanlık adına safi üzüntü bunlar. Çekip, gittiğimde tertemiz ve borçsuz, parasız ama huzurlu bir genç vardı diyebileceğim. Belli bir ahlaka değil de, zamana uydurulan davranışlar bütününe dahil olan insanlığı özellikle de solcu dediğimiz tayfayı, bir kazanda yakmak istiyorum. Yine faşistliğim tutuyor.


Geçiyoruz,


* o *


Bak şimdi Ağrifim karışsın damarlarıma istiyorum, bu kadarı bana yeter. Yetmez mi, yeter; nicedir okuyacağını bildiğimden, yazamıyorum lakin, kaygısal düzlemde, duygusal sapmalar yaşıyoruz hocam. Cidden bilog, olmuyor yahu.


Belli sınırların oluyor, oralara hapsediliyorsun, sonra da nefes almak özgürlükmüş gibi geliyor. Ada fikrimi ana karaya mı dönüştürsem dedim geçen, Bahadır ada tribine girme kızım ya dedi, ne işin var adada, ana karada yap bir şeyler, hapsetme kendini oraya, deniz kabarır, deprem olur, adalıların kaçma isteği bulaşıcıdır, aynı zamanda deli olurlar ama keyifli, kendi halinde insandırlar dedi, Bahadır tam 49 yaşında, okumuş, okumuş, köyüne dönmüş, sabah akşam içiyor, babası doktor ama taş gibi adam, zeytin zamanı çalışıyorlar, sonra haydi yine içelim kafa güzel olsun diyorlar, bir bakkal ibo ya borcum var o da yüz lira, çok rakı almışım param yokken, ama yarın öderim kalmaz bir şey diyor, yarın ölsem Asu, ne değişecek ki diyor. Bir bakkal İbo'ya çıkar borcum, beni devletle ve har hangi bir kurumuyla muhatap etmeyin diyor, savurun küllerimi yeter.


O gün çok eğlendik, seninle zaman güzel geçiyor dedi bana, bende seviyorum dedim, kendimle olmasını, çok eğlenceli kızım yarabbi, hahaha salak diyor, gülüyor. Sarhoşken kelimeler toplanmıyor ağzında, ama konuşmak da istiyor, gülüyoruz.





Hiç yorum yok: